Jump to content

Qelema Sure

From Wikisource

Yönetmen Özgür Fındık'ın Dersim katliamını anlattığı Qelema Sure -Kırmızı Kalem isimli belgeseli Avrupa'da gösterime girdi.

1938 Dersim Katliamı'ndan sonra yaşanan bir öyküden ismini alan belgesel üç yıllık bir emeğin ürünü. 1990 lı yıllarda yaşanan köy boşaltmalar ve katliamlarla 1937-38 de yaşanan katliam arasında bağ kuran Fındık, belgeselinde canlı tanıkların anlatımlarına da yer vermiş.


Belgeselin Öyküsü

Belgeselin adının neden Kırmızı Kalem olduğunu şöyle anlatıyor yönetmen Fındık: Bu isim 1964 te Hozat'ın Tavuk köyünde muhtarlık yapmış bir tanığın anlatımlarından ortaya çıktı. Muhtarı Hozat merkeze çağırırlar 1938 yılında, Koçuşağı tarafında yaşayan birini sorarlar. Muhtar bilmediğini söyler ve o arada kaymakam içeri girerek, nüfus memurunun elindeki deftere bakar ve sorar: Nedir o kırmızı kalem ve siyah kalemle altları işaretlendirilenler? Nüfus müdürü Kaymakam Bey kırmızı kalemle işaretlendirilenler 1938 de devlete karşı suç isleyenlerdir. Onun için kırmızı kalemle işaretlendirilmiştir der. Bu öyküden yola çıkarak belgeselin ismini Kırmızı Kalem yaptık.

Fındık, 1938 Dersim olaylarıyla, günümüzde 1990 larda boşaltılan köyler arasında bir bağ kuruyor. Yönetmen, Biz belgeseli işlerken genel olarak resmi ideolojinin Dersim'e bakış acısını koyduk. 94'ten 38 e geriye dönüş olarak belgeselimizi kurgulamamızın ana nedeni buydu. Çünkü Dersim de 94'teki yakma-yıkma, köy boşaltma, 38'de yakılan, yıkılan haritanın aynısıydı. Onun için resmi ideoloji bizi hep suçlu gördü. Suçlu gözüyle baktı. Biz genel olarak buna dikkat çekmek istedik. Bir de çalışmalar esnasında Dersim'deki köylere giderken insanların belleğindeki cümle şöyleydi: 94, 38 den beterdi. Neden? diye sorduğumuzda söyledikleri şuydu: 38 de bizi öldürdüler, katlettiler, tamam bizi götürüp sürgünde bir yer verdiler. Ama 94 bunun tersiydi, yakıp yıktılar ve sokağa bıraktılar, yatacak yerimiz yoktu, on aile üst üste kalıyorduk. Köyümüzde devlet eşyalarımızı çıkarmamıza izin vermiyordu, bu daha beter bir şeydi diyorlardı diye açıklıyor.

Yönetmen Fındık, 38 Dersim katliamını yaşayan insanların kendisi üzerinde bıraktığı etkiyi, 70 yıl aradan geçmişti. El yordamıyla karanlıkta ilerlerken kurbanların çığlıkları, dün gibi hissettirdi, her tanık ve her hikaye. Bugün Filistin de, Irak ta yaşananlar dün Dersim de yaşanan ve geçmişte de yaşanmış bir insanlık dramıydı diye açıklıyor. Fındık, Beni en çok etkileyen Seyit Rıza'nıın kızının yedi yıl alayın ağıllarında (süvari atlarının konulduğu yer) tutulması oldu. Kadın bunu bize anlatırken bile hala o anı yaşıyordu. Gerçekten cümle kurmakta zorlanıyorum, yaşanan o dramı o vahşeti nasıl adlandıracağımı bilemiyorum diyor.

Belgeselde dikkat çeken diğer bir nokta ise Hitler görüntülerinin olması. Özgür Fındık bunun nedenini ise şöyle anlatıyor; Tanıkların anlatımlarına göre Hitler'in Yahudilere yaptığı katliamın Dersim'de yaşananlardan farklı olmadığını düşünüyorum diyor.

Qelama Sure belgeseli 38 ve 94'ü bütünüyle yansıtmıyor ancak bugüne kadar yapılan çalışmalar arasında en derli toplu belgesel çalışması olarak diikat çekiyor. Belgeselde dikkat çeken diğer bir nokta ise, İhsan Sabri Çağlayangil'in konuşması, anlatımına yer verilmesi.

Proje üç yıl süren bir çalışmayla ortaya çıkmış. Projede Emirali Yağan, Cemil Kızıldağ, Safiye Işıklı, Hıdır Eren gibi isimler yer almış. Almanya Dersim Federasyonu da belgesele katkı sağlamış.

Qelema Sure belgeselini, Çayan Demirel'in 38 isimli belgeselinden ayıran en önemli özelliği olayları tarafsız olarak anlatması. 38'in canlı tanıklarının anlatımları hiç bir siyasi kaygı güdülmeden olduğu gibi aktarılmış. Çayan Demirel'in belgeseli ise tarafsızlıktan uzak ve çarpıtmalarla dolu. Çayan Demirel, Dersim 38'i anlatırken Kürtçülerin etkisinde kalmış ve ortaya çıkan belgesel objektiflikten uzak Kürtçülük propagandası kokuyor. Qelema Sure belgeseli 38 üzerine yapılmış iyi bir çalışma niteliği taşıyor.